Sokak hayvanları tartışması: ‘Köpekler nefret objesine dönüştürüldü’

Osman Çaklı’nın haberi

Özellikle sokak köpeklerine karşı yürütülen kampanyalara hayvan hakları savunucuları tepki gösteriyor. Hayvanlara Adalet Derneği Başkanı Hülya Yalçın’a göre dezenformasyon içerikli haberler ve algı kampanyaları ile köpekler nefret objesine dönüştürüldü.

“Köpekler artık karşıdan karşıya geçince trafik lambalarına bakıyor. Yani insanların kurduğu düzene ayak uydurdular” ‘Başıboş köpek sorunu’ ve ‘çeteleşmiş köpekler’ gibi kampanyalar nedeniyle sokak hayvanlarının güvenliğine ilişkin kaygılarını dile getiren Hayvanlara Adalet Derneği Başkanı Hülya Yalçın, sokak hayvanlarının gösterildiği gibi bir tehdit oluşturmadığını bu sözlerle dile getirdi.

Hem sokak hayvanlarını hedef alan bu kampanyaları hem de havaların soğumasıyla birlikte doğan barınma sorununu ve sokak hayvanlarına yaklaşımdaki ‘sorunlu yaklaşımlara’ dair neler yapılması gerektiğini Hülya Yalçın ile konuştuk.

‘KÖTÜ ALGI KAMPANYASIYLA HAYVANLARDAN KORKAN TOPLUMA DÖNÜŞTÜK’

Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu’nun saha tespitlerine göre Türkiye’de yaklaşık olarak iki buçuk milyon sokak köpeği yaşıyor. Başka sivil toplum örgütlerinin araştırmalarında bu sayı sekiz milyona kadar çıkıyor. Yine Dayanışma Hayvan Hakları Federasyonu’nun saha tespitlerine göre Türkiye’de her ay 40 bin hayvan sokağa terk ediliyor. Sokağa terk edilen hayvanların kışın nasıl besleneceği ya da barınacağına dair Hülya Yalçın, temelde hayvan haklarının baz alınması gerektiğini vurguluyor. Hayvan haklarının ihlal edildiğini belirten Yalçın, köpeklerin nefret objesine dönüştürüldüğü görüşünü savunuyor.

Artan popülasyonu önlemek için sokaktan toplanan hayvanların kameralara yansıyan görüntüler hayvan hakları savunucularının tepkilerine neden olurken, bir taraftan da çocukların can güvenliğinin olmadığı yönünde kampanyalar düzenleniyor. Hülya Yalçın, tartışmaya zıtlıklar üzerinden yaklaşılması sakıncalı bularak, “Köpeklere karşı yürütülen kötü algı kampanyasıyla hayvanlardan korkan topluma dönüştük. Bu gelecek nesiller için de tehlikeli” dedi.

‘YA ÇOCUK YA KÖPEK’ KARTI ÇOK İNSANLIK DIŞI’

Köpekler tarafından saldırıya uğrayan çocuklara ilişkin pek çok haberin dezenformasyon içerdiğini belirten Yalçın, bu tür haberlerle ilgili şöyle konuştu:

“Bizim toplumumuzda çocuklar ‘yemeğini yemezsen köpekler yer’ gibi ifadelerle büyütüldü. Korku insanı başka birine dönüştürüyor. Fakat bu haberlerin dezenformasyon olduğuna dair kanıtlarımız da var. Köpekler, trafik kazalarına koşarlar. Kalabalık ve gürültüye giderler. Kareye köpek girdiği zaman hemen algı oluşturulmaya başlanıyor. ‘Ya çocuk ya köpek’ kartı çok acımasızca ve insanlık dışı. Ya çocuk ya köpek ikilemine girmeden her ikisini de koruyup yaşatmalıyız.”

Köpeklere karşı yürütülen algı kampanyasının çok ilerlediğini söyleyen Yalçın, son dönemde kediler için de benzer kampanyaların başladığına dikkat çekti.

Sokak hayvanlarının durumu ile ilgili tartışmalarda sık sık barınaklara atıf yapılıyor, pek çok çevre barınakları sorunun çözümü için adres gösteriyor. Bu duruma da tepki gösteren Yalçın barınaklarda hayvanların eziyet çektiğine dikkat çekti ve barınaklar yaşanabilir bir yer olsa bile savunmadıklarını kaydetti. Yalçın, hayvanların özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiğini sözlerine ekleyerek şöyle devam etti:

“Kısırlaştırma yapılıp, doğal ortama bırakılan hayvanları beslemeyi sürdürmeliyiz. Gittikçe yaygınlaşan öldürme ve yok etme olgusunun önüne geçmemiz lazım. Hayvanlar için sokaklar yaşanabilir yerler olmalı. Birlikte yaşamak zorundayız. Yasalar açısından en büyük sorunumuz cezasızlık. Konya’da kürekle köpeği öldüren kişinin hapiste olması gerekirken aramızda gezdiğini görüyoruz. Geçen hafta kediyi tekmeleyen kişi gözaltında bile tutulmadı. Bütün bunların çözümü için hayvanları barınaklara kapatmayı doğru bulmuyorum.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here