Bir çocuğun karartılan hayatı: 12 yaşında tecavüze uğradı, çocuk yurduna yerleştirildi, pavyonda çalıştırıldı, şimdi kayıp

HALE GÖNÜLTAŞ – ÖZEL HABER

Kısa Dalga’dan Hale Gönültaş’ın haberine göre;

Okuyacağınız haber, bir çocuğun hayatının erkek şiddeti ve devletin ihmalleri ile karartılmasının öyküsüdür…

Çocuğun güvenliği ve habercilik ilkeleri gereği ismini Didem olarak anacağız.

12 yaşındaki Didem, Kuşadası’nda annesi Hümeyra* ve yedi yaşındaki engelli erkek kardeşiyle yaşamaktadır. Anne ve babası boşanmıştır. Didem, doğa, edebiyat ve resme meraklı bir çocuktur. Çok da başarılıdır; her yıl takdir belgesi ile bir üst sınıfa geçer. 2020 yılında Türkiye COVİD 19 salgını nedeniyle kapanma sürecine girdiğinde bir akşamüzeri Didem hava almak üzere evden çıkar. Sokağa çıkma yasağının olduğu günler. Parkta yürüyüş yapar. Saatler ilerler annesi cep telefonundan kızına ulaşamayınca aramaya çıkar. İlerleyen saatlerde de güvenlik güçlerine kızına ulaşamadığını bildirir. Anne eve döndüğünde kapıda kızı Didem ile karşılaşır. Didem kendinde değildir, üstelik yüzünde çizikler ve görünen yerlerinde yoğun kızarma ve morluk vardır. Didem, yürüyüş sırasında düştüğünü yaraların bu nedenle olduğunu ve uyumak istediğini söyler. Fakat annesi kızının durumundan şüphelenir. Didem’in odasına gidip uyandırır. Başına bir şey gelip gelmediğini sorar. Bedenine bakmaya çalışır. Didem karşı çıkar ve istifra etme gerekçesiyle girdiği banyoda evde bulduğu tüm ilaçları içerek intihar girişiminde bulunur. Didem banyodan çıkmayınca komşularının da yardımıyla kapı kırılır, hastaneye götürülür. Midesi yıkanır. Didem ertesi gün polis ifadesinde iki kişinin cinsel saldırısına uğradığını, uyuşturucu madde verildiğini anlatır, isimlerini verir. Hekim kontrolünden geçirilir, istismar rapor haline getirilir. Mahkeme kayıtlarına da “adeta işkence” ifadesi ile geçen cinsel istismar kameraya da alınmıştır. Şahıslardan biri 18 diğeri 17 yaşındadır. Didem’in ifadesi doğrultusunda iki kişi göz altına alınır. Hiçbir avukat saldırganların savunmasını üstlenmez. Saldırganlar savcılık sorgularının ardından tutuklama talebi ile mahkemeye sevk edilir. Lakin mahkemeden tutuksuz yargılanma kararı çıkar. Sanıklar, Söke İkinci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen son davada beraat eder. İstismarcıların serbest bırakılması günden güne içe kapanan Didem’in daha da sessizleşmesine neden olur. Didem kendine zarar verecek davranışlarını sürdürür. Karar, istinaf mahkemesine götürülür. Eş zamanlı olarak İl Sosyal Hizmetler’in başvurusu üzerine savcılık kararıyla Didem hakkında “koruma kararı” verilir. Annesi Hümeyra’nın aktardığına göre Didem dava sürecinde psikolojik destek alsa da yaşadığı travmayı atlatamamıştır.
MANİSA ÇOCUK YURDU’NDAN DÖRT ÇOCUK KAÇAR

Didem Şubat 2022 tarihinde annesi ve kendisinin karşı çıkmasına karşın “güvenliği gerekçesiyle” Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Manisa Çocuk Yurdu’na yerleştirilir. Aradan iki ay geçer. Didem, Manisa’da bir okulda eğitimine devam etmektedir. Nisan ayının ortalarında Didem bir öğle sonrası yurtta kalan dört arkadaşı ile eczaneye gideceklerini söyleyerek yurt yönetimden izin alır. Didem 1.5 ay boyunca bulunamaz. Didem ile kaçan diğer üç çocuğun emniyet tarafından bulunup bulunmadığı, halen yurtta kalıp kalmadıkları kısaca akıbetleri konusunda bir bilgiye ulaşamadık.

Didem ve diğer çocukların gece yurda dönmemeleri ile kayıp oldukları anlaşılır. Yurt yönetimi, Manisa emniyetine haber verir. Ertesi gün öğle saatlerine doğru da anne Hümeyra yurt yönetimi tarafından aranarak “kızının kayıp olduğu, durumun emniyete bildirildiği, aramaların sürdüğü” bilgisi verilir. Anne Hümeyra, hemen yaşadığı Kuşadası’ndan Manisa’ya gider. Hem yurt hem de emniyet yetkilileri ile görüşür. Fakat bir süre sonra Hümeyra Hanım, öz bakımında zorlanan engelli çocuğunun yanına Kuşadası’na dönmek zorundadır. Her gün yurt ile kızından gelecek bir haber için temas halindedir.

MANİSA’DA YAŞAYAN KAMU GÖREVLİSİ “MİRA” TAKMA ADLI KADININ İFADESİ NEDEN ALINMADI?

Hümeyra Hanım, Kuşadası’nda tedirgin bekleyişini sürdürmektedir. Bir gün Hümeyra Hanım’ın cep telefonu çalar. Arayan kızı Didem’dir. Didem annesine, “Manisa sokaklarında yurtta büyüyen bir abla ile tanıştığını, kendisini evine götürdüğünü ve onun yanında kaldığını” söyler. Anne kızının aradığı numarayı hemen Manisa Emniyet’ine bildirir. Kendisi de Manisa’ya doğru yola çıkar. Didem’in yanında kaldığı, halen Manisa’da bir kamu kuruluşunda çalışan kadının Manisa esnafı ve polis arasında “Mira” takma adıyla tanındığını öğrenir. Hümeyra Hanım’ın Manisa’da olduğu ve Emniyet ile görüştüğü saatlerde Mira takma isimli kadın, Didem’i evden gönderir. Didem, sokakta polisler tarafından bulunur ve yeniden Manisa Çocuk Yurdu’na teslim edilir. Akıllarda beliren soru işareti şu: Emniyet, Didem ile hiçbir akrabalık bağı olmayan, yurtta kaldığını beyan ettiği halde 14 yaşındaki çocuğu evinde günlerce barındıran Mira takma isimli kadının ifadesine başvurdu mu? Halen kamu hizmetinde çalışan kadın hakkında bir işlem yapıldı mı? Haberi hazırlama sürecinde yaptığımız araştırmada soruların yanıtının “hayır” olduğunu belirtelim.

MİRA, ANNESİNE DİDEM’İN ÖZEL FOTOĞRAFLARINI ATAR

Didem polis tarafından teslim edildiği Manisa Çocuk Yurdu’nda bu kez 14 gün kalır. 15’inci gün tekrar kaçar. Yine aynı süreç işler. Yurt yönetimi önce emniyet, ardından da anneye Didem’in kayıp haberini verir. Didem, Mira’nın yanına gitmiştir. Anne Hümeyra, kızının daha önce yurttan kaçtığı sırada kendisini aradığı numarayı arar. Telefona Mira takma adlı kadın çıkar ve Didem’in yanında olduğunu söyler. Hümeyra kızı ile telefonda konuşmak ister. Mira ise bunun mümkün olmadığını çünkü kızının konuşabilecek durumda olmadığını ifade eder. Hümeyra ile Mira telefonda tartışır. Hümeyra Mira’ya “Manisa emniyetine, 14 yaşında kayıp kız çocuğunu evinde tuttuğu için hemen şikayette” bulunacağını söyler. Mira telefonu kapatır kapatmaz cep telefonunun sosyal medya uygulaması üzerinden annesine Didem’in özel fotoğraflarını gönderir. Mira’nın baygın yattığı yatakta, başucunda bir de silah vardır. Anne Hümeyra hemen Manisa’ya yola çıkar. Manisa Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şubesi’ne gider. Çocuk Şube’de daha önce kendileri ile ilgilenen polise durumu anlatır. GSM telefonunda bulunan ve Mira tarafından gönderilen özel fotoğrafları gösterir. Anne Hümeyra çocuğunun bir an önce Mira kod adlı bu kadının evinden kurtulmasını istemektedir. Fakat anne Hümeyra’nın iddiasına göre, fotoğraflar Mira’nın göz altına alınması, evine baskın yapılması ve Didem’in bulunması için yeterli değildir. Anne Hümeyra’nın aktardığına göre, çocuk şubede görevli polis E. kendisine “Didem’in yerini bildiklerini, ancak uyuşturucu madde satan kişiye operasyon düzenlemek için beklediklerini, Didem’i de o baskın sırasında alacaklarını” söyler. Tesadüf ki, Didem yine annesinin Manisa Emniyeti ile görüştüğü günün gecesi polis tarafından Manisa sokaklarında bulunur. Yazının sonunda Didem’in şu anda can güvenliğinin risk altında olduğunu okuyacaksınız. Bu vurguyu yaptıktan sonra anne Hümeyra’nın da güvenliği gerekçesiyle Didem’in Manisa’da tutulduğu yerler, kamu görevlilerinin beyanlarına ilişkin pek çok ayrıntıyı yazıya aktarmadığımızı, bu bilgilerin şimdilik bizde saklı olduğunu belirtelim.

ANNESİ DİDEM’İN MANİSA PAVYONLARINDA OLDUĞUNU ÖĞRENİR. POLİS NEDEN ULAŞAMADI?

Didem, ikinci kez polis tarafından bulunmuştur. Didem, güvenlik güçleri tarafından yeniden Manisa Çocuk Yurdu’na yerleştirilir. Didem, aradan bir hafta geçmeden tekrar yurttan kaçar; madde bağımlısıdır artık. Didem yine polis tarafından aranmaktadır. Anne Hümeyra kızı Didem’in Manisa’da pavyonlarda çalıştırıldığına dair bilgiye ulaşır. Fakat pavyonların olduğu bölgede kriminal bazı kişilerce anne Hümeyra uzaklaştırılır. “Emniyet’in bu süreçte Didem’in izine nasıl ulaşamadığı?” sorusunu akıllara getiriyor. Anne Hümeyra “Pavyoncular kızıma sahte kimlik hazırlamış. Yaşı büyütülmüş. Pavyonlarda çalıştırılmış” bilgisini aktarması, polis Didem’i aylarca “sahte kimlikle pavyonda çalıştırıldığı için mi bulamadı? Pavyonlarda çalıştırılan kadınlara ilişkin düzenli denetim yok mu?” sorusunu sorduruyor.

ÜÇ ERKEK DİDEM’İ MADDE ETKİSİNDEYKEN MANİSA’YA GETİRİR

Tarihler Eylül ayını gösterdiğinde beklenmedik bir gelişme olur. Manisa pavyonlar bölgesinden bir araç Kuşadası’na doğru yola çıkar. Araçta, üç erkek bir de Didem vardır. Didem madde etkisi altındadır. Aynı zamanda fiziksel şiddet belirtileri vardır. Araçta bulunan şahıslar Kuşadası’nın girişinde Didem’i bir yere bırakır. Şahıslardan biri Didem’in annesini arayarak kızını bıraktıkları yeri söyler ve geldikleri gibi Kuşadası’ndan ayrılırlar. Annesi telefonda verilen adrese gittiğinde 14 yaşındaki Didem baygın haldedir. Didem hemen hastaneye götürülür. Madde etkisinde olduğu tespit edilir. Didem’in ertesi gün ifadesi alınmak istenir.. Fakat Didem madde yoksunluğu çekmektedir. Hemen sosyal hizmet görevlileri eşliğinde Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Bölümü’ne götürülür. Muayenesi sonucu yatarak tedavi olması kararı verilir. Beş gün bu hastanede yattıktan sonra, bağımlılık tedavisinin Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde devam etmesi kararı verilir ve ambülansla sevki yapılır. Didem’in tedavisine Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde devam edilir. Annesi sık sık hastanede kızını ziyaret eder, doktorları ile görüşür. Didem’in tedavisinde 1.5 ay geride kalmıştır.

TEDAVİSİ DEVAM EDERKEN ACELEYLE NEDEN TABURCU EDİLDİ?

O günlerde şaşırtan bir gelişme yaşanır. Manisa Çocuk Esirgeme Kurumu, Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi yönetimi ile temasa geçer. Hastane yönetimine “Didem’in bundan sonra İzmir Çiğli’de bulunan çocuk yuvasında kalacağı, bu nedenle en kısa zamanda sosyal hizmet görevlileri tarafından alınarak İzmir’deki yuvaya teslim edileceği, tedavisinin sonlandırılması, bundan sonra ayaktan tedavi için yine hastaneye getirileceği” belirtilir. Didem’in tedavisinden sorumlu hekimler hastane yönetimine “Didem’in tedavisinin sürdüğünü, halen madde bağımlılığının devam ettiği, taburcu etmelerinin çocuğun psikolojik durumunda risk teşkil edeceği” yönünde görüş bildirir. Anne Hümeyra da kızının durumuna ilişkin Manisa Çocuk Yurdu’nun yetkilileri görüşür ve tedavisinin sürdüğünü, tedavisi bitmeden taburcu edilmesinin kızının hem sağlığını hem de güvenliğini riske atacağını söyler.

DİDEM, DEVLETİN RESMİ ARACINDA KIRMIZI IŞIKTA KAÇTI

Fakat ne anne ne de Didem’in hekimlerinin çabası bir sonuç verir. Didem, Kasım ayının son haftası sosyal hizmet görevlileri tarafından bir araçla Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden alınarak İzmir Çiğli Çocuk Yuvası’na götürülür. Didem Çiğli Çocuk Yurdu’nda bir hafta kalır. 2 Aralık Salı günü sabah saatlerinde psikiyatrist görüşmesi ve tetkikleri için sosyal hizmetlere ait resmi bir araçla, yanında bir görevliyle İzmir Çiğli’den Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne götürülür. Mesai saati bitimine doğru Didem’in hekim görüşmesi ve tetkikleri tamamlanır. Didem’i taşıyan resmi araç İzmir Çiğli’ye doğru yola çıkar. 35-40 dakikalık yolculuğun sonunda sosyal hizmetlere ait resmi araç Çiğli merkeze ulaşır. Araç, kırmızı ışıkta durduğunda Didem kapıyı açar ve koşmaya başlar. İzmir Çiğli Çocuk Esirgeme Kurumu yetkilileri, 2 Aralık akşamı annesini arayarak “Didem’in kaybolduğu” bilgisini verir. İzmir Çiğli Emniyeti ile kendilerinin temas halinde olduklarını belirtir. Bugün 11’inci gün Didem halen kayıp.

*Güvenlikleri nedeniyle çocuk ve annesine ilişkin Didem ve Hümeyra mahlas isimleri kullanılmıştır.

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here